Murat BAY/ Röportaj



http://oyunbozangazetesi.com/2017/09/20/murat-bay-insanin-kendini-anlatmasini-ilginc-bir-yolculuga-benzetirim/




          Doğu, bence dünyanın en büyük şairi ve onun kollarında büyüdüm. Aşksa aşk, kavgaysa kavga, ayrılıksa ayrılık, ülkeyse ülke…


1) Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
       Birine sorulabilecek en zor soru bu bana göre. İnsanın kendini anlatmasını ilginç bir yolculuğa benzetirim. Sanırım bu sorunuz için kestirme yolu tercih edeceğim. 1976 yılı Mardin/Derik doğumluyum. Doğduğum yerde sadece bir yıl kalmış olmanın verdiği burukluğu çocukluğumdan uzaklaştıkça daha güçlü hissediyorum. Üniversite eğitimimi 1994-1998 yılları arasında Denizli’de tamamladım. Halen Kızıltepe’de İngilizce öğretmenliği yapıyorum.
2) İlk kitabınız hayatınızda ne gibi değişikliklere yol açtı. Size ne kattı bu kitap?
      Bir ilk kitaptı “Karşılıksız Yalnızlıklar” ama yazın serüvenim çok önceden başlamıştı. 2000’li yıllarda çeşitli dergilerde şiir ve denemelerim yayınlandı. Yazmaya başlamak aslında yaşamın değişmeye başlamasıyla gelişen bir süreç. Hayatınızda belirgin bir şekilde ortaya çıkan değişime karşı duramamak. Doğal bir devinim gibi üzerinizdeki kabuğu atmaya başlıyorsunuz. Artık eski gözle bakmıyor, anlamıyor, sorgulamıyorsunuz. Tümüyle farklı duyu ve hislere bürünüyorsunuz. Bu, olayın düşünsel tarafındaki farklılıklar. Bir de gündelik hayata yansıması var tabi ki. Kitap fuarlarına, etkinliklere veya söyleşilere katılma boyutu. Bu tarz etkinliklerle bazen okur kitaba katkıda bulunabiliyor. Eserinizin bir ayna gibi karşıdaki simetriyi yansıtmadığını böyle durumlarda daha iyi anlayabiliyorsunuz. Her görüntünün farklı bir gölgesi olduğunu. Kitapların en çekici özelliği de bu olsa gerek.

3)Edebiyat ile ilk kez ne zaman tanıştınız?
       Herkesin hayatında yaşamını tümüyle değiştirmeye karar verdiği anlar vardır sanırım. Bunu bir kitapla, model alacağınız, etkilendiğiniz bir kişiyle, bir filmle veya farklı bir metaforla gerçekleştirebilirsiniz. Benim doğup büyüdüğüm coğrafyada herkesin bir öyküsü vardı. Doğunun söylenceleriyle, destanlarıyla ve hiç aydınlanmadığım ama bir efsaneye dönüşen masalsı ışığıyla büyüdüm. Acılarla yoğrulan yaşamlar, susan çığlıklar, bebeklerini emziren anaların ninnilerini şiirlerde okuduğumda, doğunun dünyanın en büyük şairi olduğuna inanmıştım. Hala da aynı yerdeyim. Doğu, bence dünyanın en büyük şairi ve onun kollarında büyüdüm. Aşksa aşk, kavgaysa kavga, ayrılıksa ayrılık, ülkeyse ülke…
4)“Edebiyat” sizin için ne anlama geliyor?
      Aslına bakarsanız sanatta “Edep” sözcüğünü her zaman garipsemişimdir. Görece bir görgü, yazın dünyasında taraf tutan bir dal meydana getirir. Kelime kökünden bağımsız konuşacak olursak Edebiyat benim için yaşamla eşdeğer bir kavram. Ondan uzaklaşmak kayboluştur bana göre. Bilinçsiz, boşlukta dönüp duran ve hiçbir karşılığı olmayan bir kayboluş.
5) Peki ya yazmak?

       Yazmak, bütün kötülüklerden izole olduğumu hissettiğim bir kalkan görevi görüyor. Yazdıklarım çoğu zaman benden bağımsız hareket ediyor. Özellikle bir karakter etrafında gidip geliyorsam ben ona değil de o bana yön veriyormuş gibi hissediyorum. Bu dünyaya daha sonra okuru da dahil ediyorsunuz. Doğum kadar muhteşem bir süreç bence.
6) Peki kitaptan önce, yazın serüveninize dair çalışmalarınız oldu mu?
       Daha önce de belirttiğim gibi Kürtçe ve Türkçe şiir, deneme ve öykülerim yayınlandı. 2000’li yılların başında “Yeni Perspektif” adlı bir internet platformunda uzun süre yazarlık yaptım.
7) Bundan sonraki kitaplarınız aynı tarzda mı devam edecek, yoksa başka tür projeler gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz?
       Şu anda üzerinde çalıştığım dosya bir öykü derlemesi. İlk romanımdaki kurgunun ortaya çıkışı günümüz Türkiye’sinde sıkça konuşulmaya başlanan çocuklara yönelik cinsel istismardı. Bu öykü dosyasında son yıllarda hemen hemen herkesin yaşamında varolan kaosu yazdım. Bir de bu kaostan beslenenler var tabi.
8) Kendinizi tam anlamıyla bir yazar, bir edebiyatçı olarak görüyor musunuz?
     Bu soruya kim evet veya hayır diyebilir ki. Ben sadece pek çok insana onlardan daha yakınım. Onların kalbini, duygularını, yaşamlarını onlardan daha fazla gözlemliyorum o kadar. Belki de bir hayalperestim.
9)Bir sanatçı olmadan da sanata hizmet edilebilir mi?
        Hizmetkarlara ihtiyaç duymayan yegane alandır sanat. Binlerce yıl önce yaşamış  bir rahibenin taşlara kazıdığı  duygularını biz bugün sanat olarak adlandırıyoruz. Bir duruştur sanat. Bir çocuğun yalnızlığını paylaşırken ona anlattığınız ütopyadır. Uzaklardaki mutluluktur, hiç kapanmayan yara, mutsuz bir aşktır.
10) Kitaplarınızı ne kadar sürede yazıyorsunuz? Başka bir deyişle bir romanın ortaya çıkması ne kadar sürüyor?
           
11) Peki bu kitaptan sonra yeni kitap çalışmaları var mı? Okurlarınıza yeni kitap hakkında tüyo verme şansınız var mıdır?

Evet, daha önce de belirttiğim gibi tamamlanmak üzere olan öykü çalışmalarımı kapsayan bir dosya var elimde. Özellikle son yıllarda yaşanan inanılması güç trajedilerden tutun da insanı gülümsetebilecek öyküler var. Öykülerin tamamı yaşanmış olaylardan kurgulandı. Bu yaz tamamlamayı düşünüyorum.
12) Son olarak, edebi dünyada geleceği dair başka planlarınız nelerdir?
Bir gelecek kurgulamak ona dair planlar yapmak hele konu edebiyat ve yazıysa çok güç. Sahip olduğum tek plan tutunduğum şiirden, öyküden, romandan kopmamak şu anda. Mesleğimin getirdiği avantajlardan bir tanesi de öğrencilerimi edebiyata, okumaya sürekli teşvik etmek. Toplumun sağlıklı bir kalbi, bir duruşu, bakış açısı varsa bunu sanata borçlu. Okumanın ve yazmanın bir sınırı yok benim için. Yapabildiğim ölçüde özgürüm. Bu röportaj için teşekkür ederim. İlk basımından günümüze dek geçen süre de yayınevimin sürekli yanımda olduğunu hissettim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. 


                                                                                                         Murat BAY

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap İncelemesi/Erkeklerin Hikayeleri